eşit ağırlık okumak

hukuk veya pdr bölümleri okunmadığı sürece sana birşey kazandırması zor olan alan. tabi türkiye'de böyle bu durum.

dönercide yaptığım tarif gibi bölümü okumaktır."ketçap olsun mayonez olmasın.domates olsun soğan olmasın.turşu da koy abi."

hukuk - pdr - psikoloji tutturamayıp sözel tercih yapmakla sonuçlanacak olan eylem.

genel itibariyle tüküye'de sayısala kafam çalışmıyor sözelden de bi cacık olmaz belki ekmek çıkar bölümü.

lisede rahat olur yatarız geçeriz ortalama düşmez diye seçtiğim branş elle tutulur bölümlerinin ,hukuk ve psikoloji, çok mezunu olmasından dolayı son sene yok olmaz diyerek terk edip mfe geçmiştim. rahat bi lise hayatım olsun diyosanız tercih edilesi, meslek kaygınız varsa ve alanımda cokta önplana çıkamam diyosanız yanlış tercih

dört yıl sayısal okuyup mezuna kalıp tmye geçip hukuk okuyan biri olarak söylüyorum ki sayısalsayken tm derslerinde iyi yapma ihtimali bence daha yüksek. matematikten kaynaklanıyor olsa gerek.

bence salakça. yani genel olarak ders sayısı az rahatız mantığı var. sayısaldan hukuk seçtim ve benden daha başarılı olan sadece bir eşit ağırlıkçı vardı. o da şimdiki okul arkadaşım.

sayısalcı olmaya karar verdiğimde iş işten geçmişti

sözel ve sayısal ve dil bölümleri bana anlamlı geliyor da sanki eşit ağırlık biraz arada kalmışlık, ne yapacağını bilememe durumu böyle ne bileyim bir vizyonsuzluk durumu gibi geliyor

fizik biyoloji ve kimyadan kaçış yöntemi (bkz: ben öyle yaptım)

nasıl çalışmadan yatarak geçiyorsunuz anlamadım aq. ölümüne çalışıyorum lan ben. baya sınavdan geçiyim diye gece 2ye kadar çalışıyorum çünkü baya baya sınavı döşüyorlar. t: insanların size gerizekalı muamelesi yapma ihtimali yüksek olay. kime "eşitçiyim ben" desem "hee, e sayısala geçseydin ya." diyo. evet evet günümüz avukatları, psikologları, bankacıları sayısal çünkü. her yere sayısaldan tercih yapılıyo. herkes aptal bi sen akıllısın. bi sen biliyosun di mi amk.

ortaya karışık

ne şiş yansın ne kebap

hem edebiyatın eşsiz derinliğine hem de matematiğin eşsiz derinliğine sahip olursun. artık toplumsal olaylar senin alanındır. mf ciler kadar net değil ts ciler kadar da duygusal değilsindir. senin işin ciddi ve derin olmaktır. mfciler bilimle ilgilenip kafa rahat yatarken sen toplumsal sorunlara kafa yorarsın. tabi bu ciddi bir şekilde okunulduğu zaman mümkün. onun dışında ts de bölüm yok matematiğim de kötü yeaaa diyerek gidersen bu bölüme tabi ki zevk alamazsın.

iki ucu boklu değnektir bir bakıma.ne okusam diye düşünüp dururuz. 2 yıldır kesinleştiremedim hangi bölümü okuyacağıma.konuya hakimiyeti olan yazarlar yardım ederse sevinirim. (formatın ağzını burnunu kırdıysal affola)

kolaya kaçmak olarak gördüğüm olaydır. bi de bizim okulda 12lerde 1 tane tm sınıfı var diye kendilerini özel sanıyolar. özel değilsiniz bizden farkınız ne dediğim için trip yemiştim. (anadolu öğretmen lisesi'nde okuyorum. okul sosyal bilimler lisesi oldu bizden küçüklerin tamamı tm olacak neyin özelliği onu anlamadım. okul genelinde 5 mf sınıfı var o zaman asıl biz özel oluyoruz ama neyse. bana göre herkes eşit saçmalamanın lüzumu yok.)

kolaya kaçmak olarak algılanmaması gereken eylem. herkes doktor, mühendis olmak zorunda değil. sırf sayısala göre kolaylığından dolayı seçeni ayrı tutalım. not:sayısalspor

lisedeki sınıf arkadaşımın sayısal dersleri çok iyi olmasına rağmen matemetik kötü diye eşit ağırlık seçmişti. sonra sayısallarla aynısını gördüğümüzü öğrendi. yazık ya

eşit ağırlığa geçmeyi kolaya kaçmak sanan arkadaşlar olmuş, üzüldüm açıkçası. böyle dar düşünceli arkadaşları görmek üzüyor. bazen hayallere giden yol fizikten, kimyadan geçmiyor. ayrıca fizik, kimya bilmek kimseye düşünmeyi de öğretmiyor. edebiyat, tarih, coğrafya insana yaşamayı öğretir. nice sayılsalcı, sayısalı zerre beceremediği halde sırf ''abi eşit ağırlıkta meslek yok, para yok yaa'' gibi aptalca bir söylemle ısrarla sayısalda kalıyor. tüm sayısalcılara genelleme yapmıyorum ama sayısalda kalan birçok insan ''para'' faktörünü hayatta en büyük önceliği yaparak kariyerine devam ediyor, etmeye çalışıyor. eşit ağırlıkçı insan neyin ne olduğunu, meslek bulmakta zorlanacağını, az para kazanacağını bilir ama derdi para değildir. üç beş günlük boş dünyada biraz olsun hayatı yaşamak ister. ''insan olarak geldiği dünyadan insan olarak gitmek ister.'' şunu da söylemeden geçmek istemiyorum. eşit ağırlık öyle dediğiniz gibi pekte kolay değil. koca derslerle baş başasın ve önünde formüller yok, kurallar yok. anlamak, yorumlamak zorundasın. bu ülkenin formül bilen robotlara değil, düşünmeyi bilen insanlara ihtiyacı var.

zordur sayısalların sürekli laflarına katlanmak zorundasınız lâkin bizim sınıfın fizik-kim-biyoloji ortalaması sayısallardan iyiydi böyle saçma bir durum

okuduk mezun olduk da ne oldu hâla matematik yapamıyorum. çarpım tablosunu bile ezbere bilmiyorum bölme desen biraz kafa karıştırıcı. aklımda kalan tek şey köklü sayı dışarı köksüz çıkar ha bide üçgenin iç açıları toplamı 180 di galiba

değişen sistemle çok riski olan bir şeydir artık.bu sene ile tmlerin önü kapanmış durumda. neden mi ? çünkü 24 edebiyat sorusunun zor olup seçici olması gerekirken çok kolay sordular. sayısalların çoğu edebiyat yaptı. adamlar ilk oturumda bizden artı olarak fen de çözüyor. ee kat sayılar da eşitlendi. sayısallar eşitcilerin önüne geçti hep. bu sene hukuk, psikoloji gibi bölümlerin çoğunu sayısallar dolduracak. eşit ağırlık seçecekseniz fen de çalışmanız gerektiğini ve en az sayısallar kadar matematik yapmanız gerektiğini unutmayın.

hayatımda yaptığım en büyük hatalardan biridir..

sayısal okulda eşit ağırlık çalışıp sözel bölüme girdim. (bkz: hadi bakalım hadi)

son dakikada sözelci olarak herkese sürpriz yapmak. öğrencilik hayatım italya'nın 1. dünya savaşındaki durumu gibi. sürekli taraf değiştiriyorum